İçeriğe geç

Askerde kaç gün kalır ?

Askerde Kaç Gün Kalır? Bir Gerçeklik ve Halüsinasyon Dönemi

Askerlik, ülkenin hemen hemen her gencinin hayatında belirli bir yer tutar. Çoğu zaman “geçmesi gereken bir süreç” olarak görülür, kimisi içinse “milat”tır. Ama gerçekten askerlik denilen şey nedir? Ne kadar bir süreyi kapsar? Gerçekten “vatani görev”den çok, bir süreliğine bir tür devlet zorunluluğu mu? Yoksa bu konuda hepimiz biraz hayal kırıklığına uğradık mı?

Benim gibi bir İzmirli genç için, askerlik meselesi aslında hiç de basit değil. “Askerde kaç gün kalır?” sorusu, hayatımızda çok sayıda “niye?” sorusuyla birleşir. Eğer bu yazıyı okuyorsan, ya askerlik çağındasın ya da kafanda bu soruyu sıkça soranlardan birisin. Ama, gelin hep birlikte bu klasik soruyu ve cevabını masaya yatırarak, bu sorunun güçlü ve zayıf yönlerini tartışalım.

Askerde Kaç Gün Kalmak Gerçekten Anlamlı mı?

Öncelikle, askerlik süresinin fazlalığından mı yoksa kısalığından mı şikayetçi olmalıyız? 28 yaşına gelmiş biri olarak, aslında askere gitmek çok da “gençlik” meselesi gibi görünmüyor. Evet, kanun gereği her erkeğin yerine getirmesi gereken bir görev olabilir ama günümüz koşullarında askerlik süresi, kişisel gelişim, kariyer ya da sosyal hayata pek fayda sağlamıyor. O kadar çok genç asker var ki, askerlik süresini “geçici bir hapis cezası” gibi görebiliyorlar.

Askerlik süresi meselesi, aslında bizi daha çok düşünmeye sevk etmeli. Neden bu kadar uzun kalıyoruz? 6 ay, 12 ay, 21 gün – kaç günse artık, orada geçirdiğimiz zamanı gerçekten faydalı bir şekilde kullanabiliyor muyuz? Bu soruların cevabını kimse veremez, çünkü kişisel deneyimler tamamen farklı. Ama bilinen gerçek, o süre boyunca geçirdiğimiz zamanın, çoğu kez verimsiz, “zorunlu” ve hiç de tatmin edici olmadığı.

Askerde Kalmanın Avantajları: Biraz da “Gerçek” Tarafı

Her ne kadar askerlik Türkiye’de bir zorunluluk olsa da, askerde kalmanın bazı avantajları da yok değil. Özellikle de gençlik yıllarında kendini tanımak, disiplin kazanmak ve toplumsal sorumluluk bilinci edinmek isteyenler için, askerlik kısa bir dönemde bile olsa önemli bir deneyim olabilir. Peki ama ne tür deneyimler mi?

Örneğin, çoğu insan bir şekilde “ekstra özgürlük” kazanmayı hayal ederken, askerlik aslında bu özgürlük algısını ortadan kaldırıyor. Kendi başına karar verememek, belli kurallara uymak zorunda olmak, bir yandan özgürlüğü kısıtlasa da, diğer yandan bunun bir tür kişisel gelişim aracı olabileceği gerçeği de inkar edilemez. Disiplinli olmak, sorumluluk almak, hızlı düşünmek ve toplumsal kurallara riayet etmek gibi beceriler bu süreçte gelişir. Fakat, askerde bu becerilerin gelişip gelişmediği ya da ne kadar faydalı olduğu hala tartışma konusu.

Bunun dışında, çoğu askerlik hikayesinde öne çıkan “bağ kurma” deneyimi de bir diğer artıdır. Farklı şehirlerden, farklı kültürlerden gelen insanlarla tanışmak, ortak bir yaşam alanında uzun süre geçirmek, bazen hayat boyu sürecek dostlukların temellerini atabilir.

Askerlik Süresi Hakkındaki Gerçek Sorunlar: Kısa Süreli veya Uzun Süreli?

Askerde geçirilen günlerin ne kadar uzun veya kısa olduğu konusundaki tartışmalar aslında bizim toplumun yapısıyla ilintili. Durum şu: Eğer askerlik süresi kısa olursa, bu sefer “öğrenilecek” veya “geliştirilecek” hiçbir şey kalmadığını düşünenler çıkar. Uzun olursa, herkesin moralinin bozulacağı, zamanın geçmek bilmediği söylenir. Askerliğin her halükarda zorlu bir süreç olduğu aşikar. Ama birinin kısa, diğerinin uzun olmasına dair dile getirilen eleştiriler de sadece askerliğin zorunlu olmasından kaynaklanıyor.

Özellikle sosyal medyada gördüğümüz askerlik deneyimlerini incelediğimizde, askerlik süresinin kişisel gelişim açısından yeterli olmadığına dair bir yaygınlık var. Peki, askerlik bu kadar büyük bir “kurumsal” deneyimse, 21 gün gibi kısa bir süre aslında ne kadar verimli olabilir? Yoksa askerlik, kendi yaşamını kurmuş bir yetişkin için sadece “geçmişin hatırası” mı olacak?

Askerlik Sonrası Hayat: Yeni Bir Gerçeklik

Askerlikten sonra, geriye dönüp baktığınızda yaşadığınız her bir anın anlamı ne kadar olacak? Kaç gün kaldığınız gerçekten önemli mi, yoksa bu sürecin sizin hayatınıza katkısı olan kısmı, anıların ve ilişkilerin mi? 6 ay boyunca sadece “disiplin” kazanmayı değil, insan ilişkilerini daha iyi anlayabilmek, bazen de kendi sınırlarınızı zorlamak olabilir.

Özellikle sosyal medyanın etkisiyle, askerlik gibi “geleneksel” bir konunun modern dünyada nereye oturduğunu sorgulamak gerekiyor. O eski “erkek olma” geleneğiyle büyütülen bir toplumda, aslında askerlik gerçeği o kadar da romantize edilmeye değer mi? Askerde kalan bir adam, bir robot gibi mi çalışıyor yoksa gerçekten kişisel gelişim sağlıyor mu?

Sonuç Olarak

Askerde kaç gün kalacağınız, sonuçta bir anlamda “toplumun dayattığı bir süre” olarak kalacak. Ama o süreyi nasıl geçireceğiniz, neler öğrendiğiniz ya da hayatınıza hangi yönleri kattığı tamamen sizinle ilgili. O yüzden, askerlik deneyimini bir parantez içinde düşünmek yerine, o parantezi ne kadar verimli kullandığınız üzerinde yoğunlaşmak önemli.

Şu soruları sorarak yazıyı bitireyim: Askerde geçirilen süre, bir insanı gerçekten olgunlaştırıyor mu? Askerlik süresiyle ne kadar verimli bir şeyler öğrenilebilir? Askerlik, gerçekten insanın kendini tanıması için bir fırsat mı, yoksa sadece zorunluluk mu? Yani, askerlik aslında ülkenin geçici zorunlu görevinden çok, daha büyük bir sorunla mı ilgili?

Düşünmeye değer…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
hiltonbet güvenilir misplash